26 Şubat 2011 Cumartesi

Şehnaz Saz Semaisi-Kemençeci Nikolaki

Bugünlerde çalıştığım eser, Kemençeci Nikolaki'ye ait Şehnaz Saz Semaisi. Eserin hocamdan aldığım notası burada. İçindeki uşşak geçkilerini nota üzerindeki notlarla belirtmeye çalıştım. Serap Hoca'nın icrası da aşağıda:


14 Şubat 2011 Pazartesi

PDP 2011

9-11 Şubat tarihleri arasında düzenlenen PDP 2011 (Euromicro International Conference on Parallel, Distributed and Network-Based Computing) konferansında sunulmak üzere kabul edilen "Quantifying Thread Vulnerability for Multicore Architectures" başlıklı bildirimizi sunmak üzere Güney Kıbrıs'ın Ayia Napa kasabasındaydık. Konferansın ülkemizin tanımadığı bir ülkede olması sebebiyle vize konusunda oldukça zorlayıcı bir yoldan geçmek zorunda kaldık. Öncelikle bu süreçten bahsetmek istiyorum. Türkiye'de Güney Kıbrıs'ın büyükelçiliği olmadığı için bize en yakında bulunan Yunanistan'daki büyükelçiliğe başvurmamız gerekiyordu vize alabilmek için. Şahsen gitmeden mail ile başvurup posta ile vizeyi almayı ümit ediyorduk. Aylar öncesinden belgelerimizi gönderip cevap beklemeye başladık. Birkaç hafta sonra gelen cevapta vize için ön-onay verildiği ancak vizeyi almak için Atina'daki büyükelçiliğe gitmemiz gerektiği belirtiliyordu. Bunun için ayrıca Yunanistan'a girmemizi sağlayacak Schengen vizesi almamız gerekiyordu. Durumun zorluğunu anlatmaya çalışan mailler göndermeme rağmen sürecin değişmesini sağlayamadım. Bundan sonra Yunanistan vizesi için başvuru, Atina üzerinden gerçekleştirmemiz gereken seyahatimizi planlama uğraşları başladı. Yunanistan vizesi konusunda zorluk çekmedik. Kıbrıs büyükelçiliği de ziyaretimizle aynı gün içinde vizeyi alabileceğimizi vaat ediyordu. Konferansın bir gün öncesinden sabah İstanbul'dan Atina'ya gidecek, havaalanından çıkıp şehir merkezindeki Kıbrıs büyükelçiliğine gidip vizemizi alacak öğleden sonra Kıbrıs'a uçacaktık.

8 Şubat sabahı Atatürk Havalimanı'ndan kalkan Atina uçağı ile 1.5 saat süren bir yolculuktan sonra Atina Havaalanı'na indik. Pasaport kontrolünün ardından bagajlarımızı almaya giderken Atina'nın merkezine gitmekte kullanmayı planladığımız metroda grev olduğunu öğrendik. Ekonomik krizde olan Yunanistan'da farklı farklı grevler olduğunu biliyordum ama o gün o saatte metroda grev beklemiyordum. Öğleden önce Kıbrıs büyükelçiliğinde olmamız gerektiği ve trafiğin diğer ulaşım yöntemlerini etkileyebileceğini düşündüğüm için epey bir telaşlandım. Neyse ki daha önceden alternatif olarak not ettiğim otobüsün ilkine binip şehir merkezine doğru yola koyulduk.

Syntagma Meydanı

1 saat kadar sonra Atina'da Syntagma Meydanı'ndaki Kıbrıs büyükelçiliğindeydik. Buradaki görevlilere durumumuzu anlatınca önceki mailleşmelerimizden sanırım hemen hatırlayıp fotoğraf, pasaport ve vize ücretini alıp 1 saat içinde vizemizi verdiler.

Parlamento binası
Vizemizi aldıktan sonra meydanda biraz zaman geçirip havaalanına geri döndük. Atina caddelerini kimi zaman İzmir'e, kimi zaman Eskişehir'e benzettim. İnsanları, hayat tarzları bize çok benziyor. Dağlarında İzmir'de olduğu gibi zeytin ağaçlarıyla karşılaşıyorsunuz. 

Havaalanında biraz zaman geçirip Olympic Air uçağıyla Kıbrıs'a doğru yola koyulduk. 1.5 saat sonra vardığımız Larnaka havaalanından Ayia Napa'daki otelimize gidebilmek için otel ile bağlantı kurup bize bir taksi ayarlamalarını istemiştik. Otel taksinin havaalanından bizi alacağını söylemişti ama uçaktan indiğimizde bizi karşılayan birini bulamayınca bir taksiye atlayıp otele doğru yola koyulduk. Hava karardığı için çevremizdekileri görme imkanımız olmadan 40 dakika kadar sonra otelimizdeydik.
Grecian Bay Hotel
Konferans, Ayia Napa'daki Grecian Bay Hotel'indeydi. Yaz aylarında oldukça popüler olduğunu düşündüğüm otel, mevsim itibariyle sadece konferans katılımcılarını ve bir takım oyuncularını ağırlıyordu. Bir öğleden sonra ufak bir tur attığımız Ayia Napa da küçücük bir sahil kasabası. Yine mevsim sebebiyle oteller, alışveriş mekanları, restaurantlar kapalıydı. Caddelerde ender olarak insan ve otomobille karşılaştık.
Ayia Napa Manastırı

 Yazımın bundan sonraki kısmında biraz daha konferanstan ve akademik çalışmalardan bahsetmeye çalışacağım. Konferansta bildiriler 3 gün boyunca, paralel 3 oturumda sunuldu. Benim sunumum ilk gün son oturumdaydı. Çalıştığım konuyla direkt ilgili pek çalışma yoktu ama en yakın olan bildirileri dinlemeye çalıştım daha çok. İlk gün açılış konuşmasından sonra Atina Üniversitesi'nden davetli bir konuşmacının veritabanı işlemlerinin paralel optimizasyonu hakkındaki konuşmasını dinledim. Sonuncusu kendi sunumumun yer aldığı oturum olmak üzere 3 oturuma katıldım sonrasında. Benim sunum yaptığım oturumda sunulan diğer iki çalışma kısa sunumlardan oluşuyordu ve onlar da benim çalışma konuma çok yakın değildi. Biri GPU'lardaki power analizi üzerineydi, diğeri disklerdeki reliability konusunu inceleyen bir çalışmaydı. İkinci gün bizim çalışmamızın  fikir babası ve yazarlarından biri olan Mahmut Kandemir'in diğer bir çalışmasının da sunulduğu oturumla başladı. Diğer bir ilgimi çeken çalışma da Cell mimarisi için geliştirilmiş uygulamaydı. Cell mimarisinin artık çalışılmadığını düşündüğüm için Japonya'dan bir katılımcının sunduğu bu bildiri benim için sürpriz oldu. Günün diğer oturumunda çok da bilgi sahibi olmadığım NoC hakkında yapılan çalışmaları dinledim. Son olarak da "Performance Prediction" ile ilgili oturuma katıldım. Bu oturumdaki sunumlar biraz daha "Parallel Programming" temelli olduğundan benim için anlaması kolay ve faydalı oldular. Fakat en fazla faydalandığım sunumlar son gün "Task Mapping" üzerine yapılan çalışmalarla ilgili olan konuşmalardı. Almanya'dan ve İran'dan gelen katılımcılar; energy, communication ve task migration cost özelliklerini dikkate alarak yapmaya çalıştıkları task mapping yöntemlerinden bahsettiler. Doktora çalışmamın sonraki aşamalarında bu konuya reliability açısından bakmaya çalışacağımız için bu konudaki çalışmaları birinci ağızdan dinlemem faydalı oldu benim için. 

Ayia Napa sokakları

Konferansın son kısmında, yeni başlanmış veya henüz sonlandırılmamış çalışmaların yer aldığı "Work In Progress" oturumu yer aldı. Bu kısımda her konuşmacı 10 dakikalık bir sunumla çalışmasından bahsetti, bu da insanların genel olarak nelerle uğraşmakta olduğunu görme açısından faydalı oldu.

Genel olarak gözlemlediğim GPU ve NoC üzerine birçok çalışma yapılmakta olduğu. Özellikle Boğaziçi'ndeki grubumuzda GPU ile ilgilenen arkadaşların bu konuda oldukça yol almışken çalışmalarını yayına dönüştürmeleri çok zor gözükmüyor. Bu konudaki çalışmaların kabul görme ihtimalini yüksek görüyorum tabi ama bu durum görülmesi çok zor birşey değil, birçok insan bunu görüp bu fırsattan faydalanmaya çalışıyor. NoC konusunda özellikle Finlandiya'dan birçok bildiri vardı. Daha önceden de belirttiğim gibi ben bu konuda çok fazla bilgi sahibi değilim, biraz daha hardware kapsamına giriyor sanırım ama üzerinde çalışılmaya değer görünüyor.
Katılımcılar konusunda ilgimi çeken de İspanya'dan gelenlerin oldukça fazla sayıda olmasıydı.  Daha önceden hakkında bilgi sahibi olduğum Barcelona Supercomputing Center da dahil olmak üzere farklı üniversite ve kuruluşlardan 10 kadar çalışma vardı sanırım. Aslında Avrupa ülkelerinin yanı sıra Amerika, Japonya, Rusya, Çin gibi ülkelerden birden fazla katılımcı vardı. Türkiye'den sadece bizim çalışmamız vardı.

Ayia Napa sahili

Gitmeden önce endişelerimin olduğu Güney Kıbrıs seyahati, hem uluslararası bir konferansa katılma ve sunum yapma deneyimi hem de bu güzel ve modern ülkeyi görme imkanı oldu benim için.