26 Nisan 2012 Perşembe

Datça

Geçtiğimiz hafta sonunda uzun zamandır gitmek isteyip de gidemediğimiz Datça'daydık. 3 günlük tatilde hem ailemle vakit geçirme, hem dinlenme, hem de Amerika'daki arkadaşlar aracılığıyla hediye aldığım yeni makro objektifimi deneme fırsatı buldum. Datça, doğal güzelliklerle dolu şirin bir Ege ilçesi. Henüz deniz mevsimi de açılmadığından oldukça sakin, bana Foça'yı hatırlatan bir havası vardı.



İlçe merkezinde ufak bir tur attıktan sonra, yarımadanın batı ucundaki Knidos antik kentine doğru uzun ve virajlı yola koyulduk. Bu antik şehre kara yoluyla ulaşım gerçekten çok kolay değil, zaten çoğunlukla tekneler ile yapılan mavi yolculukların durak noktalarından biri oluyormuş.



Tabi ulaşımın bu kadar zor olduğu bir noktada doğal güzellikler korunmuş durumda. Pırıl pırıl bir deniz, farklı farklı bitki ve hayvan türleri fotoğraf için oldukça malzeme sağlıyordu. Hafif esen rüzgar sebebiyle çok güzel bir fotoğrafını yakalayamadım ama tüm seyahatimiz boyunca yol kenarlarında karşılaştığımız gelinciklerden burada da bol miktarda vardı. Fotoğraflayamadıklarımdan biri de şimdiye kadar hayatımda gördüğüm en büyük kertenkele oldu.


 


Doğada makro objektifle çekim yapma deneyimim ilk olsa da bol bol börtü-böcek çekme imkanım oldu. Bu kadar makro fotoğraf paylaşmışken yeni objektifim hakkında da kısa bir bilgi vermek isterim. Lensim, daha önce geniş açısını da test ettiğim Tokina markasının Makro 100 F2.8D modeli. Nikon versiyonu kadar pahalı olmamakla birlikte makro kabiliyetinin iyi olduğuna dair yorumlar var. İlk çekimde benim de acemiliklerim sebebiyle müthiş (!) fotoğraflar çekemedim ama fotoğraflara yakından bakarsanız detayların farkına varmanız zor değil. Havaların güzelleşmesiyle yeni çekim fırsatları bulmayı ve sonraki tecrübelerimi paylaşmayı umuyorum.