17 Ağustos 2012 Cuma

Süleymaniye'de İftar Vakti



Süleymaniye'de Bayram Sabahı
Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede,
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye'de.
Kendi gök kubbemiz altında bu bayram saati,
Dokuz asrında bütün halkı, bütün memleketi
Yer yer aksettiriyor mavileşen manzaradan,
Kalkıyor tozlu zaman perdesi her an aradan.
...
(Kendi Gök Kubbemiz/Yahya Kemal, Yapı Kredi Yayınları)

Henüz bir bayram sabahı bulunmak kısmet olmadı ama bu sene iftarlarımızdan birini Süleymaniye'de yapma fırsatı bulduk. Üsküdar'dan vapurla geçerken karşıdan fotoğrafladığım Süleymaniye Camii, avlusundan da güzel kareler yakalamama imkan verdi. 



Özellikle akşam yaklaşırken güneş ışığının mimari üzerinde oluşturduğu renkler hem fotoğraf için çok güzel bir ortam yaratıyordu, hem de seyir açısından insanda farklı etkiler bırakıyordu.


 
 

İftarımızı cami manzaralı kurufasulyecilerden birinde yaparak geceyi Sultanahmet'te tamamladık. Tripodumu taşıyamadığım için gece fotoğrafları çekemedim ama ikindi ışığındaki güzel kareler beni mutlu etmeye yetti.

8 Ağustos 2012 Çarşamba

Anime

Japonya ve Japon kültürüne olan ilgimin diğer bir uzantısı olan anime hakkında birşeyler yazmak istiyorum bu yazımda.

Animelerle tanışıklığım henüz çocukluğumda izlediğim çizgi filmlerle oldu sanırım. Ay Savaşçısı ve Yaramaz Beşizler özellikle hatırladıklarım. Ay Savaşçısı biraz daha popüler olduğundan yıllar sonra onun bölümlerine rahatlıkla ulaşabilmeme rağmen Yaramaz Beşizler'le ilgili pek fazla birşey bulamadım. 

Dizilerden sonra sinema filmi olarak çekilen animeleri ilk ne zaman izlediğimi hatırlamıyorum. Ama izlediğim film listesine baktığımda en eski film olarak 1986 yapımı Castle in the Sky görünüyor. 

Castle in the Sky
Farklı farklı anime türleri olmakla birlikte benim izlediklerim, başrolünde muhtelemen cıvıl cıvıl konuşan küçük bir kız olan, duygusal, içinde Japon kültüründen özellikler barındıran, çoğunlukla sıradışı öğeler içeren filmler. En çok bilineni imdb'de animasyon kategorisindeki ilk sırada yer alan Spirited Away. Bu film saydığım tüm özellikleri içermesiyle tipik bir anime.



Anime denince aklıma ilk gelen Japon animasyon film şirketi Studio Ghibli ve bu şirketin kurucularından yapımcı, yönetmen Hayao Miyazaki. Bu şirketin yaptığı tüm animeleri izlediğimi söyleyebilirim. En sevdiklerim 2. Dünya Savaşı'nın hemen sonrasında yetim kalan iki kardeşin hayatını anlatan Grave of the Fireflies ve iki kız kardeşin hayali bir yaratıkla olan ilişkisini anlatan My Neighbor Totoro


En son izlediğim filmler de yine Ghibli'den 2010 yapımı Arrietty ve 2011 yapımı From Up on Poppy Hill. İlki; yukarıda yaşayan insanlardan birşeyler çalarak hayatlarını bir evin zemininde sürdüren küçük boyutlu insanları anlatırken, ikincisinde denizci babalara sahip iki çocuğun ilişkileri konu edilmekte.



2012 ve 2013 için yeni projeler gözükse de henüz gösterime giren yeni bir film yok Ghibli'ye ait. Olursa daha ayrıntılı yorumlarla buradan paylaşmaya çalışacağım.

Animeler, Türkiye'de Japonya'daki gösterim tarihinden yıllar sonra gösteriliyor çoğunlukla. Ama bazı etkinlikler sayesinde izleme şansı bulmamız mümkün. İstanbul ve Ankara'da yapıldığını bildiğim Japon Filmleri Fesitvali kapsamında birkaç anime de programda yer alıyor. Bu senekini kaçırdığım İstanbul'daki Ocak ayında gerçekleşti, ve programda 3 anime gözüküyordu. Orijinal dilinde Türkçe altyazılı filmler ücretsiz olarak izlenebiliyor.